Kayıtlar

Mayıs, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Üç deyince atlıyoruz

Resim

Üçgenin iç acıları

Resim
31 Mayıs 2015 - Gece 75    Bu kadar günün tam olarak nasıl geçtiğini hiç anlamadım. Buna rağmen önümdeki yüz gün beni hala korkutuyor. Çıktığımda tam olarak nasıl biri olacağımı kestiremiyorum. Aynı şekilde bu yazdıklarımı okuduğumda ne hissedeceğimi de.    Gece koğuşçuluğu olarak verdikleri görevin son gecesi bugün. Bir de bugünlerde gelecekle alakalı kuruyorum sadece hayallerimi ve kendimi hatırladığım kadarıyla ilk defa içerisinde kimseyi barındırmadan yapıyorum bunu.    Neden askerlik hakkında hiç yazmıyorum ki? İleride hatırlamamak için mi? Gözümde daha da büyümemesi için mi? Zaten ben, herhangi bir ortamda en saf halimle ben olduğum için yazıyorum buraya. Tek hatırlamam gereken, her gün, kendimi bir önceki günden, daha özüne ulaşmış bir insan olarak var etmeye çalışıyorum. Burası geçici, kısa. Çok hem de. Ama durup düşünmek, anlamak ve yeniden planlamak için iyi bir anlamda. Kötü yanları çok ama önemli olan bakış açısı.    Son üç yılımı kadınlarla düşe kalka geçirdim, bu

Tony Montana

Resim

Uyusun da büyüsün

Resim
27 Mayıs 2015 - Gece 71     Sanırım, askere gelmemiş olsam, bazı şeyler olduğu gibi kalacaktı. Bazı şeyleri hiç anlamayacaktım, bazı şeylerden hiç vazgeçmeyecektim. Bazı kararları hiç almayacak, kendimi bu kadar güçlü hissetmeyecektim.    Bazı şeyleri son defa yapıyorum, bazı şeyleri de ilk defa yaptım burada. Anlayacağın bazı şeyleri değil, çoğu şeyi biliyorum artık.    En güzel yanı da yirmi üç yaşındayım daha.    Her şey için bu, son oluyor, son yüz günüyle beraber. Hatırlamaktan utandığım hatalarım yok artık, hatırlamaktan utandığım aşk-varilerim de.    Bazı günler çok zor geçiyor, bazı günler mutlulukla. --- --- --- --- ---.    Sanıyorum ki, bu gece bazı zamanlardan ki, her zamanki gibi yalnız olduğum ama biraz daha büyüdüğüm...

Saçma serpme atma teknikleri

Resim
23 Mayıs 2015- Gece 67    İlk sayfadan itibaren tekrar okudum kendimi. Her geçen gün bir önceki günden daha az saçmalıyorum. Hele o ilk günlerde yazdıklarım yok mu? Gereksizliklerden kurtulmuş, tamamen hepsini kapatmış olmama rağmen, ne kadar da uzun sürdürmüşüm onların hakkında konuşmayı, düşünmeyi. Gittikçe de azalmışlar, tedavi oluyorum muhtemelen.    Bugün kötüyüm, çok kötüyüm. Her ne kadar geçen günlere bakıp, bir şeyleri kaçırmadığımı fark etsem de, özgürlüğümün bu kadar kısıtlı olduğu ileriki günleri düşünmek yoruyor beni. Bu kadar gün geçti ve ben ne kaybettim? Aslında hiçbir şey. Bence benim sıkıntım askerlikten, bu boş insanların, bu gereksizliğin bulunduğu ortamdan çok, hayatın geneli ve geleceğim. Ve azalan mutluluğumun tek sebebi umutsuzluk. Sadece üç aydan biraz fazla kaldı aslında. Bu süre genele yayıldığında nedir ki? Hem sırtımdan kocaman bir yükü kaldırıuyor, geleceğim için en azından bir şeyler yapıyorum.    Daha güzel bir açıdan bakmak gerekirse, buna da evli

Mavi

Resim

it's time to leave and turn to dust

Resim

İkinci ve yeni

Resim
19 Mayıs 2015 - Gece 63    Kendim hakkında kesinlikle bildiğim bir şey var. Agnostik bir insan, intiharının çözüm olmadığı bir hayatı yaşamamalı. O kadar çok değişkenin var olduğu bir hayat düşünün ki, düzenleyemiyorum hiçbir şeyi.    Bir de! Aman be, şu gitmeyen, hiç gitmeyen koku. Aşkın bile ilk kokuyla başladığını savunan ben, şu an hiç gitmeyen iğrenç bir kokuyla yaşıyorum. İnsan bu kokunun içinde aşkı düşünemez ki! --- --- --- --- --- ---. Mutsuz olmamayı öğrendim bir şekilde. Parasız kalmamayı öğrenemedim ama. Her zamanki gibi.    Ben varım, bir tane daha ben, bir tane daha... Bir de mavi bir kadın, hiçbir tonunda ruhunu kaybetmeyen.    --- ---, --- --- --- ---. Bir nevi ikinci yeniyim.

Rehabilitasyon Koğuşu

Resim
16 Mayıs 2015 - Gece 60    Gözlerimde bir şeyler var, kimsenin görmek istemeyeceği. Umarım benden başka kimse görmüyordur, farketmez. Niye daha az yazmaya başladım ki? İçimdekilerin yok olmalarından dolayı mı?    Bir yer düşün; koğuşun içinde bile yere tüküren insanlarla dolu. Bir tek basit bir telefon hayaline tutunabildiğim bir yer. Defter, biliyorsun, askerlikten bahsetmeyi fazla sevmiyorum, sevemedim çünkü. Alıştım belki, ama sevemedim.    Bazen... bazen git-geller yaşıyorum. Hayır! Bu geçmişimde adı geçen, sığınılmış bahane gibi bir şey değil. Saatlik farklarla çok iyi veya çok kötü olabiliyorum. Eskisi kadar düşünmüyorum geçmişi. --- --- --- --- --- ---. Ya da o kadar saçmasapan bir geçmişe sahibim ki, kendim bile utanıyorum hatırlamaya.    Ben miydim gerçekten o hataları yapan? Kendimi o durumlara sokan? Hiç olmayan kadınları seven! Gerçekten o kadar küçük müydüm o insanların karşısında? Tüm geçmişim ölüm kadar sessiz, hiçlik kadar boş artık.    Dediğim gibi, unutmak i

Ankara yanıyor

Resim

Sabırsız yürek

Resim

Hep aynı terane

Resim
9 Mayıs 2015 - Gece 53    Kaybolan değerlerim mi, duygularım mı? Yoksa bizzat ben miyim? Her zamankinden daha çok kendimdeyim, daha çok ben'im sanki.    Üzerimdeki parça, ayağımdaki çorap, saçlarım, ben, pisim, pislik içindeyim. Geçici olduğunu bilmenin rahatlığı var üzerimde, şu anın bile geçiyor olmasını bilmenin rahatlığı.    Bu aralar aklımda, geçmişin bana kazandırdıkları var. İyi ki de diyorum çoğu zaman. Onlar katmadı, ben kendim kazandım biliyorum. Umarım, benden uzakta mutludurlar şimdi. Gelenlerin, geçenlerin hepsi için ayaktayım bu gece, hepinize de minnettarım.    Kayboldular, unutuldular. Yazık onlara, çok mutlu ediyordum, edebilirdim de oysa ki.    Beceriksizler, Sizsizim artık, iyi ki de vardınız, artık iyi ki de yoksunuz... olmayacaksınız!

Atletik Lyon

Resim

Çek ellini oradan

Resim
6 Mayıs 2015 - Gece 50    Tam elli. Elli gündür özgürlüğüm yok elimde, devlet kendi eliyle el koydu özgürlüğüme. Her gece, farklı bir şekilde mutsuzluğun tanımını yaşıyorum. Mutsuzum, hem de hiç olmadığım şekillerde. İyi olması, gelmem kesinlikle iyi olmadı. Sanki elli gün değil de, yıllardır burada gibiyim. Yıllardır burada gibiyim ama hala sevemedim, hala alışamadım.    Yanlışlarım çok fazlaymış, sensizlikleri bile seninle hayal etmişim hep. Küçücük olayları bile büyütmüş, kendi ellerimle yok etmişim her şeyi. Belki de hiç öğrenemeyecektim bunları. Belki de hiç silinmeyecekti bazı şeyler.    Kafam boşalıyor, kalmadı geçmişim. Umarım fazla boşalmadan yeniden doldurmaya başlarım.      Özledim, her şeyden biraz biraz...