Kayıtlar

Ocak, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Uzun süren sensizlikler...

Resim
26 Ocak 2019, 15:53    Sessiz bir gün, sessiz bir ay, sessiz bir yıl. Uzun süreli sessizlikler, her zaman büyük bir hareketin sesi gibidir. Konuşmaların yabancı dilde, bakışmaların boş, anlaşmaların da davalık olur hep. Yönün belli değildir ama bir yerlere akıyorsundur. Düşüncelerin geçmişi de, geleceği de anlamlandıramaz. Geçmişi yaşatır, geleceğe hayal kurdurur.    Ne bulunduğun şehir, ne yaptığın iş hiçbir zaman yetmeyecek sana. Aradığını hiçbir dünyada bulamayacaksın.    Ta ki bir dudağı öpene kadar. O zaman susturabileceksin beynini. O elleri tuttuğun an kesinleşecek fizikselliğin. Binlerce kez güleceksin ama o güldüğü zaman rahatlayacaksın. Belki o zaman yetecek koca şehirler, gereksiz işler.    Sensiz bir gün, sensiz bir ay, sensiz bir yıl. Uzun süren sensizlikler, her zaman büyük bir bekleyiş...

3D Kat Planı Tasarımı

Resim

Elini alnına koyarak güneş engellenir gibi yapıp, gözlerini kısarak konuşmak çok şeyi ifade eder.

Resim
13.01.2019, 21:07    En son çocukluğumda bir kereliğine yemiştim kelle. Onun da artık nasıl bir şey olduğunu hatırlamıyordum. Ofisin sıradan günlerinde olduğu gibi bugün de, öğle vaktinin gelmesini ve internetten hamburger sipariş etmeyi planlıyordum. Öğle vakti gelmişti, hazırdım ama gayriihtiyari bir şekilde yan odaya bağırdım.    "Aç mısın baba? Sipariş vereceğim."    On saniye bir sessizlikten sonra ayak seslerini duydum.    "Hadi gidelim de, sana bir kelle ısmarlıyım."    Nedense o an aklıma, insanlığın evrim sürecinde ilikli tanışması ve beyin oluşumu geldi. Sağlıklı bir şey olduğunu düşünerek evet dedim. Kayseri'de kellecilerin hepsi merkezde kapalı çarşının arka sokaklarında toplanmışlardır. Benim, Kayseri'nin en varoş bölgeleri olarak adlandırdığım yerde. Ofisimize yirmi dakika yürüme mesafesi olan yer için kapıdan çıktığımızda hesaba katmadığım bir şey vardı.    Babam yaklaşık iki hafta önce bir kitap okumaya başlamış. İngiliz Derviş. Bir in

Sevgilim, her şey sermaye için...

Resim
11 Ocak 2019, 22:24     Franz Kafka, "Biraz daha uyusam bu olanlardan kurtulabilir miyim?" derken, Nietzsche, "Uyuyarak geçmez. Kalkın! Konuşmamız gerek." demiş.    Bir diğer konuda da Simone De Beauvoir "Bir intihar olayı okuyunca, insana buz gibi ter döktüren şey, pencerenin demirlerinde asılı duran narin ceset değil, intihardan hemen önce o kalpte olup biten şeydir." demiş.    Bu günlerde birisi bana sürekli karanlığı yazdığımı, acaba beat kuşağının etkisinden çıkamadığımdan dolayı mı böyle olduğumu sordu. Ella Wheeler Wilcox'un bir şiiri var bayıldığım.    "Laugh, and the whole world laughs with you;     Weep, and you weep alone;"    İnsan, karanlıklarını anlatamadığı için yazıyor bir yerlere. Karanlıklarını paylaşamazsın ama hoşluklarını paylaştığında sorun oluşturmayacak binlerce insan bulunuyor her zaman.     Peki, ne hoşluğun ne karanlığın varsa bu aralar. Üretkenliğini kısıtladığı kesin ama o zaman ne yapmak gere