Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Büyük Patlama sırasında oluşmuş hidrojenin tamamı neredeyse hemen helyuma dönüşürdü ve yıldızlarda yanacak hidrojen kalmazdı.

Resim
8 Aralık 2019; 15:17    Bugün hiçbir işim yoktu. Tek bir kelime konuşmamı gerektirmeyecek kadar hatta. Kapalı bir hava, pazar günü. Tek başına, mutlu olduğun harika bir ev.    Ben ne yaptım, 2014 yılından itibaren yazdığım her şeye en başından göz gezdirdim. Çünkü son altı aydır yazmıyorum.    Arkadaş, son altı aydır. Ölü müydüm ben acaba? Sanırsın Hitler Almanyasında bir yahudiyim. Sanarsın, ben öldükten 15 dakika sonra ateşi bulmuşlar ve ben hiç pişmiş et yiyememişim.    Önüme gelene, gelmeyene, gelme ihtimali olana aşık olduğumu iddia etmişim. Özellikle yazmayı bırakmadan önceki son karaladıklarım. Yıllarca kötülüğü çekmişim üzerime. Sadece kötü hissettiğimde yazabilmişim.    İşte bundan son 6 aydır yazmıyorum herhalde. Çünkü her şey yoluna girmemiş olsa bile, hiçbir şekilde kötü hissetmiyorum. Sızlanacak bir durumum yok. Ağlama duvarı olarak kullanmıyorum bu sayfaları. Kendini doğrulayan kehanetlerden uzağım.    Bir nevi hayalimdeki hayatı yaşıyorum.    Evet, belki yeterinc

Kocaman adamım ben!

Resim
 

Altında yükseliş sürecek mi?

Resim
 

Girls hit your hallelujah (whoo)

Resim

Entelektüel, bilinçaltı, boş falan.

Resim
22 Eylül Pazar, 2019, 03:26    35 yaşına gelip arabayla kuytularda sevişmeye çalışanlar, kendi orospuluğunu bastırmak için ahlak dersi vermeye kalkanlar, benim derdimi ortamlarda benden önce anlatmaya heveslenenler, destek olduğunu zannedip, siktiri boktan tavsiyeler verenler ve daha binlercesi, siktirin gidin.    Ne zenginliği bilirsiniz, ne fakirliği. Ne derdi, ne de sevmeyi. Her zaman kullanmayı çok sevdiğiniz, evren, enerji, bilinç altı, derin, boş, anlamlı gibi kelimelerinizi de alıp siktirin gidin.    Yaptığınız her boktanlığa anlamlı olduğunu düşündüğünüz bir bahane bulursunuz nasıl olsa. Ben inanıyorum, siz kendinizi her durumda, herkese karşı haklı çıkarabilirsiniz.    Sizin tanrıya bile yanlışınız olmaz, hatta o yanlış yapmıştır en başında.    Siktirin gidin!    Hatta, gitmişken. O boktan hayatınızda, oturun, siktirip gitmenize bile derin, anlamlı bir haklılık yükleyin.    Entelektüel, bilinçaltı, boş falan.

Umutla yaşayan, müzik olmadan da dans eder.

Resim
21 Eylül 2019, 01:05    Ben hiç 21 yaşında bu kadar güzel gülebilen bir insan görmedim. Biz her seferinde vazgeçerken, o, daha fazlasına hazırım diyordu kısacık saçlarıyla. Bir bacağım eksik belki ama hepinizden fazlayım diyordu gözleriyle. 3 kere yendim, bu sefer de yeneceğim diyordu.    Hiç tanımadığım bir insan, umut veriyordu bana. Karşındaki dert, ne kadar büyük olursa olsun, savaşmalısın diyordu. Güç veriyordu, mutlu ediyordu onun varlığını bilmek.    Ama olmadı... Bu sefer olmadı, ölmesi gereken onlarca insan varken, yaşamayı en çok edenlerden, isteyenlerden Neslican Tay hayatını kaybetti bu gece.    Bir kere daha izledim son çektiği vidyoyu. Ne güzel bir kadınsın sen.    Ne yazık ki, kimlerin yaşaması, kimlerin ölmesi gerektiğine karar veren bir mecra yok. Şansımızı var oluşumuzun sonuna kadar zorlayabiliyoruz.    Zaten birileri karar verseydi ölüme,    Ben çoktan ölmüş olmalıydım,    Sen ise, sonsuza kadar yaşamalıydın.

Corona yoktu ortada, çekirgeler toplanıp isyan etmemişti, ben yine mutsuzdum.

Resim
   İlk tuttuğum günlüğün başına, "yazmak, intiharı ötelemektir." diye yazmıştım. Sanırım, daha haklı bir şey duymadım hayatımda. Hayat, belli bir ivmeyle bir noktaya geldikten sonra durabiliyor. Yapılacak hiçbir şey yok, düşünmekten kendimi tüketmek üzereyim.    Kısaca bir toparlayalım. Son 1 yılda, Kayseri'ye gelmek zorunda kaldım, yuvamı kaybettim, tüm birikimimi kaybettim, gelirimi tamamen kaybettim, babamla aynı odada 10 dakikadan fazla duramayacak hale geldim, vücudum tüm direncimi kaybetti 2 adımda nefes alamaz hale geliyorum, sabahları kalkamıyorum, akşamları uyuyamıyorum, beynim durmuş gibi hiçbir ismi bile hatırlayamıyorum, çevremi kaybettim, bana saygı duyanları kaybettim, iki kere kaza geçirdim, sonrasında bozuldu araba ve sanayiden alamıyorum. Telefonumu düşürdüm, kırdım, yenisini alamıyorum, bilgisayarım bozuldu yaptıramıyorum. Kitaplığımdan ödünç verdiğim hiçbir kitap geri gelmedi. Etrafımdaki insanlara borçlarımı geri ödeme imkanım yok. Forexte kazandığım

Akustikte bir sesin belli bir süre sonra duyulan yansıması

Resim
9 Ağustos 2019, 00:37    Bazı geceler vardır, hafiflemez. Büyüdükçe sorunlar daha da sessizleşir. Eskiden uyuyabilirdin ama şimdi sadece yankılanır. Belki senden kaynaklı olmayabilir ama başaramıyorsun, yapamıyorsun. Her işin yarım, her bir yanın eksik. Geçmişin karanlık, geleceğin ölüm. Kaç kere daha hata yapacaksın, kaç kere daha babanın hatalarını yaşayacaksın. Yarım başladın, eksik devam ettin, tam olamıyorsun işte. Parasızlık, yalnızlık... Kaç ek daha alabilir ki bu kelimeler.    Bir kere de olsun kendine üzül, sen herkesten daha kötü durumda, daha çaresizsin. Bir kez olsun kendini düşün, kendine ver kararını. Belki'ler, keşke'ler, hayaller bitmiyor. Allah'ım bu ikinci dalga bir türlü sona ermiyor.    İğne bırakıp duruyorsun ama bir türlü dibini bulamıyorsun. Kesin döner dediğin desteklerin bile işe yaramıyor.    Keşke ağlayabilsen, tek yapabildiğin sessizlik. Bugün dünden daha dert, daha sıkıntı, daha parasız, daha umutsuz.    Yeter, yoğurmayın artık, belli ki b

Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum.

Resim
11 Temmuz 2019, 01:18    İnsanlar bazı anlarda, bazı insanlara ne kadar da güzel şeyler yazabiliyorlar. Ama o, sadece o anlıkta. Benim de sayfalarımda söylenmiş bazı şeyler var insanlara. Şimdide bir anlamı olmayan.    Bu gecede biri var aslında. Belki değişiklik lazım, bu sefer yazmamak gibi. Çünkü tüm yazılanlar ortada. Yüklenen her anlam kaybolmuş, anlamı kendisinde olmadığı için tabi. Yetersizlik, belki de bilinmeyendendir. Yazılabilecekler bu sayfalara sığmaz, küçük kalır sayfalar. Sizler, sen olur, hissedilenler havada kalır yine. Havada kalanlar yağmur gibi yağar belki üzerimize.    Her şey uzak, mesafeler uzak. Onu görmek çok uzak, yaşadığı hayat uzak. Benim bu konuya olan uzaklığımda. Belki de her akşam konuşarak gülmek içindir, kendin gibi biriyle konuşarak. Bilinmeyen hep harika değil midir zaten, onu öğrenene kadar.    Yine de yazmamak gerek, sayfalarda ölmemesi için. Hep ona göstermek içindi yazmak, sahteydi. Bu sefer kendin okumak için. Sessiz kal, müdahele etme bu s

Saat, bu saat oldu. Yani her şeye en geç saat. Beklettik, canı acıdı,

Resim

Ayı, 40 tane hikayem var demiş. Hepsi armutla alaklıymış...

Resim
30 Nisan 2019; 23:53     Kötülüğü kimse özlemez ama herkesin elinin altında sarılacak birine ihtiyacı vardır. Ölenlerin arkasından kötü şeyler söylenmez asla.    Ağlamıyorum, sarhoşum sadece.    Geçmişe bakmış olabilirim biraz. Her şey başlangıcında masumdu. Daha iyisi olana kadar, olmaz hiçbir şey. Ne çok olması, daha dün her şey.    Hangi birini unutacaksın, hangi birini taşıyacaksın yanında. Yükselişlerde de, düşüşlerde de düzeltmelere ihtiyaç var. Benim de bu gece seninle konuşmaya çok ihtiyacım var.    Belki bir gün yenilenir tüm dünya. Ya geçmişe gideriz, ya da geçmiş bizden gider. İyiler ilk görüşte tanınmaz, kötülerden zor emin olunur. Parça parça tüm anılar, kaybolur gider.    Ayı, 40 tane hikayem var demiş, hepsi armutla alakalıymış.    Bırakın beni,    Başka hikayelerim de olsun...

Her şeye bir şeyiniz var.

Resim
29 Nisan 2019, 21.31    Her şey ben yaşarken oldu. Farklı düşündüm ben oldum, kabul etmediler. 16 defa "işte, tamam bu" dedim, her seferinde pişman ettiler. Git başımdan dedim, kolumu kıracaktı dediler, sinirlendim, neredeyse beni öldürecekti evden zor kaçtım dediler. Onlar gibi olmak istemedim, işe yaramaz dediler. Daha 8 yaşındaydım, kafaı yastığın üstüne değil de, altına koydum diye şizofren dediler. Yapmayın, 70 yaşındaki bir adama atılan yumruğu savunmayın dedim, terorist dediler. Adalet olsun, herkes eşit olsun, üretim olsun dedim, komünist dediler. Irkçılık yapmayın, insanları milletine göre ayırmayın dedim, gavur derdiler.    Hayallerim de vardı, kimseyi de üzmek istememiştim.    Yalan da söyledim, ağlattım da. Ne inanacak biri kaldı, ne de söylenebilecek bir söz. Siz her şeyi söylediniz zaten. Siz her şeyi biliyorsunuz zaten, siz herkese anlatıyorsunuz zaten.    Fazlaca kişiyi sen sandım, sen de benden hep saklanabildin zaten.    Her şey ben yaşarken oldu ama b

Ben çirkinim, hoşçakal.

Resim
7 Nisan 2019. 23:00    Bu dünyadaki aklındakine uymadı, uymasın. Gününü, geleceğini mahvettiler. Dışladılar, kırdılar en çok. Kalıp, mücadele etmeyi seçtim ama 1500 yıldır o mağaranın girişinde bekleyen örümcek ağlarını bozamadım, tabularını yıkamadım.    Bazen beni okuyanlar aşırı derecede pes etmiş, yenilmiş birini gördüklerini söyledi. Bugün gerçekten pes ettim. En çok da günümü, geleceğimi mahveden, beni üzmekten, kırmaktan zevk alan babama karşı pes ettim.    Uzaklaşmam yakındır ama yine de geçmiş günlerimizin hatrına bir kaç günümüz vardır.    Ben hep en kötüsü bu herhalde dedikçe, hayat dahasını sunmayı başardı bana. Ben mi fazlasını istiyorum yoksa kör mü oldum hiçbir şeyi iyi göremiyorum?    En zoru bir yere ait olmamak, sürekli arayış içinde olmak sanırsam. Bir çözüm bulmalıyım diyerek de tüm hayatımı mahvetmek.    İnsanların beyin ölümü çoktan gerçekleşmiş. Bizi her şeyden ayıran düşünme yeteneğimizi çoktan kaybetmiş, hayatta kalmaya çalışıyoruz sadece.   Güzel insan

Genel bir uzayda iki insan arasındaki en kısa mesafe, genellikle bir düz çizgi değildir.

Resim
30 Mart 2019, 01:26    Hiç görmediğin bir insana ne kadar çok sarılmak isteyebilirsin? Dokunmadığın bir insanı sevebilir misin? İnanmak mı istiyorsun, yoksa fazlaca doğru mu geliyor her şey?    Hiçbir şeyi yanlış yapmamak için kime dua etmeliyiz? Düşüncelerim daha da güzelleştiremez mi bizi? Gün doğumunda her yer kızıla mı boyanıyor gerçekten?    Gerçeklik en mutlu ettiği zamanda hayale karışıyor, kalıntılar temizlenip müzelerde bile sergilenemiyor. Zamanı, mesafeyi düşünüyorsun, izafilik bile bazılarını açıklamaya yetişemiyor. Belki çaresizlik hakkında sayfalarca yazmışımdır şimdiye kadar ama kimse çıkıp da pozitif çaresizlik diye bir şeyin varlığını göstermemişti bana.    Ne söylesem yetmeyecek, kime anlatsam anlamayacak...    Yazmışımdır belki şimdiye kadar üç beş cümle bir yerlere, ama ilk defa bu gece;    Yazıp, yazabileceğim en güzel yazının bu olmasını diledim.

Geldi yine...

Resim
28 Mart 2019; 00:32    Madem iyi hissediyoruz, madem uyuyamıyoruz nazı notlar alalım. İlk mesajını 3 Aralık 2017'de atmış. Görüşmeye de 24 Mart 2019'da başlamışız. Peynir görmek bile istemiyor seviyesinde değil ama sevmiyor. Bibersiz yeşil zeytin. 06.07 doğumlu.    Peki neden? Buraya çok güzel şeyler yazabilirim. Konuşurken ne kadar iyi hissettiğime dair.    Korkuyor muyum, yoksa iyi olsun mu istiyorum.    Onun imaları da, benim imalarım da hiç bitmiyor. Konuşuyoruz ama hiç bitmesin istiyorum. Anlatsam, saatlerce dinleyecek ama ben saatlerce anlatsın istiyorum.    Komik değil mi, hiç yoktan yere gökten düşüyor. Her şeyi unutturuyor ve mutlu ediyor. Farklı duruyor, ilginç geliyor.    Sadece sakin olmalıyım, ne istediğimizi bilmiyoruz ama bence yavaş yavaş hissetmeye başlıyoruz.    Konuşsak, bir konuşsak, saatlerce yok oluruz...

3D Mimari ve Kat Modellemeleri

Resim

Yaşadığınız için tebrikler! Sınırsız pişman olma hakkı kazandınız.

Resim
3 Mart 2019. 22:45    Daha başka şekillerde söylenebilirdi hisler, başka cümlelerle anlatılabilirdi düşünceler. Mükemmel yakalanamazdı belki ama daha iyisi denenebilirdi. Böyle olmak zorunda değildi denebilir ama demek ki zorunda olduğu için böyle her şey. Yaşananları, söylenenleri unutamazsın, değiştiremezsin. Sınırsızca pişman olma hakkın var sadece. Dibe vurduğunda fark edersin artık, aldığın tüm kararların belki de yanlış olmuş olabileceğini.    Sadece beş dakika sonrasını görebilmekle dünyaları değiştirebilirdi insan. Şimdi ile yetinmek zorunda kalınca, dünyasını bile değiştiremedi insan. İçinden geldiği için değil, anlık bir şeye gülüyorsun sadece. Nasıl olsa gülmek, orospulara da serbest.    Her şeyi tekrar denemeye hakkın var ama kimse o zamanki kadar güzel olacağını garanti edemez. Yanlış yapma ihtimalin yüksek, çünkü doğruları asla hatırlamayacaksın. Hayallerinin gerçekleşme ihtimali yüksek ama gerçekleştiğinde bir zamanlar hayalin olduğunu da hatırlamayacaksın.    Ha

3D Modelleme, Mimari Boyutlandırma

Resim

Dil, bir toplumun aynası, cinsiyetçilik de kötü.

Resim
24 Şubat 2019, 23:10     - Çizim yapma, yazı yazma. Borç batağına doğru ilerle, kimseye anlatma bir şey. Minimum çalış, maksimum eğlen. Kimseye nasılsın diye bile sorma, aşık olma, ilgilenme. Konuşma, oyun oyna, dinleme bile. Nereye kadar gidecek bu böyle İsmail?    - Ne var kardeşim, 2 ay kendimize hayat tatili verdik diye sorun mu oldu? Kendimi öldürmeyecek kadar yaşamayı seviyorum. Bir şekilde her sabah uyanıyorum.    - Tamam da, hiçbir şey yapmıyor gibi görünüyorsun.    - Olay da bu zaten, 26 yıl boyunca her şeyi yapmayı denedim, herkese saldırdım. Tüm dostluklarımı, tüm ilişkilerimi iyi tutmaya çalıştım. Maddi olarak hep bir seviyede kalmaya çalıştım. Çabaladım, öğrendim, uğraştım. Düşünmeyi, daha iyisini hedeflemeyi hiç bırakmadım.    - Ee yani ne demek istiyorsun?    - Hepsinin, her şeyin amına koyuyum. Biraz sessiz ol, beni düşünmeye zorluyorsun. Daha tatilimin bitmesine 1 ay var.

Anlar, var oluşlarından ibaret, bağımsız.

Resim
6 Şubat 2019, 22:42    Yalnızlığı bana bırak, idare ederim ben. Sessizliği, zorluğu, bocalamayı. En güzel türküler, savaş zamanında söylenir. Güzel hikayeler hep yalnızken yazılmıştır. Boşlukta bir şey üretemezsin, var olmakta bile zorlanırsın. Pişmeye başladığın zaman, belki yanabilirsin. Her şeyi sonuna kadar açma, akar gidersin sonra.    Hissizleşme asla ama bilmezlerse kimse, aksini kanıtlayabilirler mi? Kime inanacaksın, bir tek kendine mi yoksa koca bir evrene mi? Olduğun gibi görünmek zorunda değilsin, göründüğün gibi ol yeter. Beklediğini bulamazsın, paylaşmana gerek yok. Kimse bilmesin, merak edebilecek varsa eğer, gördükleriyle yetinsin.    Şeytan değil karşılaştırma. Egoyu, bencilliği veya kibiri değil, karşılaştırmayı yenmelisin. Bilemezsin, daha iyisi diye bir şey yok. Anlar, var oluşlarından ibaret, bağımsız. Zamanlar, kişiler, yerler.    Yaşarken bilemezsin, sonrasında da hatırlayamaz. Ne geçmişe, ne geleceğe. Sadece kendine, belki O'na..

Uzun süren sensizlikler...

Resim
26 Ocak 2019, 15:53    Sessiz bir gün, sessiz bir ay, sessiz bir yıl. Uzun süreli sessizlikler, her zaman büyük bir hareketin sesi gibidir. Konuşmaların yabancı dilde, bakışmaların boş, anlaşmaların da davalık olur hep. Yönün belli değildir ama bir yerlere akıyorsundur. Düşüncelerin geçmişi de, geleceği de anlamlandıramaz. Geçmişi yaşatır, geleceğe hayal kurdurur.    Ne bulunduğun şehir, ne yaptığın iş hiçbir zaman yetmeyecek sana. Aradığını hiçbir dünyada bulamayacaksın.    Ta ki bir dudağı öpene kadar. O zaman susturabileceksin beynini. O elleri tuttuğun an kesinleşecek fizikselliğin. Binlerce kez güleceksin ama o güldüğü zaman rahatlayacaksın. Belki o zaman yetecek koca şehirler, gereksiz işler.    Sensiz bir gün, sensiz bir ay, sensiz bir yıl. Uzun süren sensizlikler, her zaman büyük bir bekleyiş...

3D Kat Planı Tasarımı

Resim

Elini alnına koyarak güneş engellenir gibi yapıp, gözlerini kısarak konuşmak çok şeyi ifade eder.

Resim
13.01.2019, 21:07    En son çocukluğumda bir kereliğine yemiştim kelle. Onun da artık nasıl bir şey olduğunu hatırlamıyordum. Ofisin sıradan günlerinde olduğu gibi bugün de, öğle vaktinin gelmesini ve internetten hamburger sipariş etmeyi planlıyordum. Öğle vakti gelmişti, hazırdım ama gayriihtiyari bir şekilde yan odaya bağırdım.    "Aç mısın baba? Sipariş vereceğim."    On saniye bir sessizlikten sonra ayak seslerini duydum.    "Hadi gidelim de, sana bir kelle ısmarlıyım."    Nedense o an aklıma, insanlığın evrim sürecinde ilikli tanışması ve beyin oluşumu geldi. Sağlıklı bir şey olduğunu düşünerek evet dedim. Kayseri'de kellecilerin hepsi merkezde kapalı çarşının arka sokaklarında toplanmışlardır. Benim, Kayseri'nin en varoş bölgeleri olarak adlandırdığım yerde. Ofisimize yirmi dakika yürüme mesafesi olan yer için kapıdan çıktığımızda hesaba katmadığım bir şey vardı.    Babam yaklaşık iki hafta önce bir kitap okumaya başlamış. İngiliz Derviş. Bir in

Sevgilim, her şey sermaye için...

Resim
11 Ocak 2019, 22:24     Franz Kafka, "Biraz daha uyusam bu olanlardan kurtulabilir miyim?" derken, Nietzsche, "Uyuyarak geçmez. Kalkın! Konuşmamız gerek." demiş.    Bir diğer konuda da Simone De Beauvoir "Bir intihar olayı okuyunca, insana buz gibi ter döktüren şey, pencerenin demirlerinde asılı duran narin ceset değil, intihardan hemen önce o kalpte olup biten şeydir." demiş.    Bu günlerde birisi bana sürekli karanlığı yazdığımı, acaba beat kuşağının etkisinden çıkamadığımdan dolayı mı böyle olduğumu sordu. Ella Wheeler Wilcox'un bir şiiri var bayıldığım.    "Laugh, and the whole world laughs with you;     Weep, and you weep alone;"    İnsan, karanlıklarını anlatamadığı için yazıyor bir yerlere. Karanlıklarını paylaşamazsın ama hoşluklarını paylaştığında sorun oluşturmayacak binlerce insan bulunuyor her zaman.     Peki, ne hoşluğun ne karanlığın varsa bu aralar. Üretkenliğini kısıtladığı kesin ama o zaman ne yapmak gere