Biz karalı insanlar denize hasretiz

27 Mart 2015 - Gece 10

   Öyle bir yer düşün ki, şimdiye kadar yaşadığın her şeyi tekrar, en baştan yaşayarak her karanlık noktayı aydınlatacak, her iyi noktayı karartacak. Hayallerini, gelecek planlarını, geçmişini olabileceğinin en olası ihtimalleriyle düşünebileceğin bir yer. Yapamadıkların da en çok acıtan. Düşünecek, hayal edecek o kadar planın oluyor ki. En güzeli de okumayı, çizmeyi, yazmayı bir kereliğine daha sevmem.

   Çocuğuma mektup yazmak istiyorum mesela, ama öncelikle çocuğum olmasını istettirecek bir kadının çıkması lazım karşıma. Belki her şey için çok geç, umarım her şey için erkendir.

   Daha olmayanın hayalini kurmak yorucu ve zor. Bazen de gereksiz hissettiriyor.

   Görmek istediğim yerler, yapmak istediğim şeyler o kadar çoklar ki. İnsan her şeyi başarabiliyormuş, en çok da yalnızlığı başarabiliyormuş.

   Bir kadının köprücük kemilerini tatmak istiyorum saatlerce daha. Bakmak istiyorum gözlerine, bıktırmadan, usandırmadan. Ellerine dokunmak isriyorum, huylandırmadan, doldururmuşcasına. Sevsin istiyorum, sanki bensizliği boğulmak, benimle beraber olmayı boğulamayacağı bir denizde özgürce yüzebileceğini bilerek hareket eden bir karalı gibi, denizi seven, denize hasret bir sevgili. Ne bir eş, ne bir yolcu, sadece sevgili. Kadın, her bir hareketiyle, her bir sözüyle, ait olduğum, bana ait bir kadın.

   Böyle de güzel bir hayal işte, zor, çok zor...



Yorumlar